196 Eser Görücüye Çıktı

Kars merkeze 42 km uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırı üzerinde bulunan, 5000 yıllık tarihi boyunca farklı kültür ve medeniyetlere beşiklik etmiş, tarihin en büyük hazinelerinden biri olan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde 16. sırada yerini alan Ani Ören Yeri'ndeki kazılarda ortaya çıkan eserler ilk kez ziyaretçilerle buluştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce, ‘102. Yılda 102 Sergi: Cumhuriyet'in Işığında Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk Projesi’ kapsamında Türkiye - Ermenistan sınırındaki UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde bulunan Ani Ören Yeri'nin hikayesinin ele alındığı sergi açıldı. Kars Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'ndeki sergide Ani’den çıkarılan 244 arkeolojik ve etnografik eser yeraldı. 196 eserin ilk kez görücüye çıktığı sergide Ani Ören Yeri'nden çıkarılan altın, gümüş, bronz, cam, taş ve metalden oluşan yüzük, küpe, kolye, bilezik, tepelik ve günlük yaşamda kullanılan malzemeler görücüye çıktı.

Kars Arkeoloji ve Etnografya Müze Müdürü Hakim Aslan "Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce Cumhuriyetimizin 102. yılına özgü hazırlamış olduğu 102 sergi programı kapsamında Kars Müzesi Müdürlüğü olarak "Ani'nin Hikayesi" sergisini ele aldık. Bu sergi kapsamında Ani Ören Yeri'nde 1892 yılında başlayan yaklaşık 130 yıllık kazı çalışmalarında bulunan eserleri bir araya getirdik. Sergilenen 244 adet eser arasında 196'sı ilk defa ziyarete çıkmış oldu. Müze depolarında bekleyen bu eserler ziyaretçilere teşhir edilmeye başlandı." dedi.

Sergilenen eserler arasında 1892 yılında Rus Dil Bilimler Akademisi'nde görevli Nicholas Marr tarafından bulunan eserin de yer aldığını ifade eden Aslan, "Sergide yaklaşık 130 yıl önce bulunan eserlerimizde yer almaktadır. Bunlardan bir tanesi taş rölyeftir. Mimaride kullanılan bu taş üzerinde alt merkezde bir din görevlisinin portresi kabartma tekniğiyle rölyef olarak tasarlanmış. Hemen üzerinde iki tarafında sunak tutan askerler ve üst merkezde ise "İmparator" ya da "Hz. İsa"nın olabileceği değerlendirilen figür yer almaktadır." dedi.

Ani Ören Yeri'nde 2021 yılı kazılarında Selçuklu konutlarında bulunan kemik objenin de ilk defa sanatseverlerle buluştuğunu kaydeden Aslan, "Figüratif ve bitkisel bezemelerin hakim olduğu eserde; merkezde ejder, kuş ve farklı toynaklı hayvanların bileşiminden oluşan gerçeküstü bir figür yer almaktadır. Ağzı açık şekilde betimlenen bu figürün üst çenesi, yukarı doğru çift dönüşlü bir volüte sahiptir. Ejder betimlemelerinde ise karakteristik özellik olarak sivri kulak, badem göz, çenenin altından yukarıya doğru uzanan volütlü kıvrılma, çene altından başlayıp boynun belirli bir kısmını çevreleyen ve yukarı doğru yönelen kanat biçimli sakal görülmektedir. Eserdeki diğer figür olan balık, yer ejderi figürünün toynakları altında bedeni basınçla kıvrılmış, yüzgeçleri derin çentikler ile vurgulanmış, iri bir göz ve açık bir ağızla tasvir edilmiştir. Balık figürünün hemen altında bir adet askı yuvası bulunmaktadır." ifadesini kullandı.

2002 yılı kazılarında ise Selçuklu Çarşısı’ndaki bir küpün içinde bulunan sekiz köşeli yıldız formundaki lüster tekniğinde yapılmış çini tabağın da bulunduğunu anımsatan Aslan, "Çini tabaktaki kompozisyonun ortasında saraylı aşıklar, bir hayat ağacı yeralmaktadır. Çini
tabağın sekiz köşeli dış bordüründe yer alan Farsça beyitte; "Ey sevdiğim, zulüm görmüş iki gözüm niçin yaşla dolu olduğunu bilir misin? Çünkü gözbebeğim senin dudağından su alır
Bu yolculuk aklıma gelince benim gönlüm hep hoş olur. Su gibi akmakta olan gül renkli gözyaşım, onun yüzünden cömertliğiyle akmaktadır" yazısı yer almaktadır." diye konuştu.

Aslan sergide en son 2024 yılında yapılan kazı çalışmalarında 11-12. yüzyıllara tarihlenen ve Ortaçağ döneminde "Cennet"i simgeleyen tavus kuşu figürlü sırlı kase parçasının ortaya çıktığını ve bu kasenin de ilk kez sanatseverlerle buluştuğunu da sözlerine ekledi.